Doğru Anlatımın Önemi
Anlatımın yazılı ve sözlü olmak üzere iki temel yolu vardır. İki anlatım yolu arasında kullanılan dil açısından farklılıklar olması doğaldır. Anlatımın işlek, açık ve etkili olması için kişinin anadilini iyi bilmesi ve doğru kullanması gereklidir. İşlek, açık ve doğru anlatım eğitim yaşamının her döneminde önemlidir. Anlatım kişinin seviyesini belirler. Yazılı ve sözlü anlatımda başarı, istediklerimizi derli toplu ve düzenli anlatmaya bağlıdır.
ANADİLİ
Prof. Dr. Doğan Aksan anadilini şöyle tanımlıyor: "Anadili başlangıçta aileden ve yakın çevrelerden öğrenilen, insanın bilinçaltına inen ve bireylerin toplumla en güçlü bağlarını oluşturan dildir" (Aksan, 1990). Başka uluslar da kendi dillerini ifade etmek için "ana" sözcüğü ile oluşturulmuş kavramlar kullanmaktadır. Aynı anadili içinde, özellikle konuşma dilinde yörelere özgü kimi farklılıklar olduğunu görebiliriz. Bu tür söyleyiş farklılıkları yalnızca kullanıldıkları ağız içinde geçerlidir. Ortak dilin özellikleri olarak kabul edilemez.
ORTAK DİL
Bütün ülkelerde değişik ağız yapıları vardır. Her ülke bunlardan birini bilim ve kültür dili olarak seçer. Seçilen bu ağza ortak dil ya da standart dil adı verilir. Türkiye Türkçesi için kabul edilen ortak dil İstanbul ağzıdır. Ortak dil aynı ülkede yaşayan, aynı dili konuşan insanların hepsinin ortaklaşa kullanabilecekleri bir dil gereksiniminden doğar. Bir toplumda bireysel, kültürel, bilimsel ve ekonomik gelişmeler, o toplumu oluşturan bireylerin ortak bir dili doğru kullanabilmeleriyle gerçekleşir.
ANLATIM BOZUKLUKLARININ NEDENLERİ
Kişi amacını söz veya yazıyla anlatmak için önce düşüncelerini belirler, düzenler; sözcükleri seçer, sıraya koyar; cümleler kurar. Bu düzen konuşurken çoğu kez kendiliğinden işler. Yazarken uzun uzun düşünme, uygun sözü ve biçimi bulma, araştırma olanağı vardır. Yine de çoğu kez duyguları, düşünceleri daha etkili anlatabilmek için gereksiz tekrarlar, yersiz sözcükler, bozuk cümleler anlatımı doldurur. Kuşkusuz, anadilini iyi öğrenememek, anadili bilincini kazanamamış olmak anlatım bozukluklarının en önemli nedenidir. Özellikle gençlerin dilinde, şoke olmak, gümlemek, yolunu bulmak, araklamak, kazıklamak, ineklemek... gibi argo sözcükler gereğinden fazla kullanılmakta ve gittikçe çeşitlenerek artmaktadır. Daha çok konuşmada görülen bölge ağızlarına ait özelliklerin birçok öğrencide yazıda da görüldüğü dikkat çekmektedir: mahsustan, savul (sağol), levha (levha), bastırma(pastırma), moderin, heşte üzülmen, arabaynan, bunnardan, dinnendim, boşanan kadroya, diyerekten, bitaki, bissürü... gibi.Yani, şey, yahu, tabii, durum, olay, vaziyet, fayda ve yarar, çağdaş uygarlık ve medeniyet, çocukların terbiye ve eğitimi, açık ve net gibi sık sık kullanılan ve anlatımı bozan sözler,Türkçenin çok zengin olan söz dağarcığının, iyi kullanılamadığını göstermektedir.
SÖZCÜKLERLE İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI
Anlatım bozukluklarının önemli bir bölümü sözcük düzeyindedir. Anlatımda, varlıkların niteliklerini ve eylemlerini, durumları ve duyguları iyi anlatabilmek için bunların dildeki karşılıkları olan sözcüklerin dikkatli seçilmesi gerekir. İyi seçilememiş bir sözcük cümlenin anlamını bozar. Sözcük düzeyinde yapılan yanlışları şu başlıklar altında toplayabiliriz:
YAPILARI YANLIŞ OLAN SÖZCÜKLER
Sözcüklere yanlış ekler ya da sözcükler eklenerek bu tür yanlışlar yapılır. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Yemek yiyilip, kahveler içildikten sonra konuya geçildi.=yenilip ("yemek" eyleminin edilgeni yenilmek"tir)
• Toplantıda Doğu'daki bazı bölgevi meseleler ele alıdı.="bölgesel" sözcüğü kullanılmalıdır.
• "Eva Peron" belgeselinde halkın tezahüratları abartılıydı.=gösterileri ("tezahürat" zaten çoğuldur)
• Her yaz Boğaz'da bir sayfiyelik ev kiralarız.=yazlık ("sayfiye" yazlık anlamındadır. Üzerine bir de Türkçe +lık eki getirilmektedir.)
• Yeşil beldemizi güzelletelim.="güzelleştirelim" sözcüğü kullanılmalıdır.
• Bu yöntem bana gayripratik göründü.=kolay görünmedi ("gayri" Arapça, "pratik" Fransızcadır.)
• İki ülke arasındaki kardeşane ilişkiler geliştirilmelidir.=kardeşçe ("kardeş" Türkçe, "ane" eki Farsçadır.)
• Hafta içi taşıt araçları cadde üzerinde on dakikadan fazla kalamazlar.=taşıtlar, araçlar, taşıma araçları
• Kendisini yakinen tanırım.=yakından ("yakın" Türkçe, "en" eki Arapçadır.)
• Bayramınızı kutlular, ellerinizden öperim.="kutlar" sözcüğü kullanılmalıdır.
• Rahmetlik amcam bu günleri göremedi.="rahmetli" sözcüğü kullanılmalıdır.
BİRBİRİYLE KARIŞTIRILAN SÖZCÜKLER
Bu tür yanlışlar sesçe birbirine yakın sözcüklerin karıştırılmasından doğmaktadır. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Bu iki sözcüğü birbirine karıştırıyoruz. Oysa aralarında küçük de olsa bir ayrıntı vardır. Ayrıntı (=teferruat, detay). Bu cümlede ayrım (=fark) sözcüğü kullanılmalıdır.
• Mahalleler birbirine yaklaşık olarak kurulmuştu.="yakın" sözcüğü kullanılmalıdır.
• Almanya'dan öğretim durumumu gösteren bir belge istiyorlar. Öğretim (=öğretme) eylemidir. Bu cümlede öğrenim (=öğrenme) eylemi olmalıdır.
• Onların azımsadığı genç edebiyatçılar çok başarılı oldu.="küçümsediği" sözcüğü kullanılmalıdır.
• Başkanın konuşması bütün ülkede olumlu tepkiler yarattı. Tepki (=bir olaya, bir güce karşı geri tepme). Bu cümlede "etki" sözcüğü kullanılmalıdır.
• Çekimserliği yüzünden hiç hakkını arayamaz.="çekingenliği" sözcüğü kullanılmalıdır.
• Çocuğun bütün vücudunu büyük büyük yaralar kapsamıştı. Kapsamak (=içine almak). Bu cümlede "kaplamıştı" sözcüğü kullanılmalıdır.
Birbiriyle karıştırılan sözcüklerin bazıları da şunlardır:
Mahsur: kuşatılmış mahzur: engel
Mütehassıs: uzman mütehassıs: duygulu
Mütevazı: paralel mütevazı: alçak gönüllü
Portre: insan resmi porte: bir işin genişlik ve
Önem derecesi
Rekabet: binme rekabet: rakiplik
Yönetmenlik: "yönetmen"lik mesleği yönetmelik: tüzük
Vâris: mirasçı varis: toplardamar genişlemesi
GEREKSİZ KULLANILAN SÖZCÜKLER
Eşanlamlı sözcüklerin aynı cümle içinde bir arada kullanılması ya da gereksiz bir sözcüğe cümlede yer verilmesi anlatımın gücünü azaltır. Söylenilenin kolaylıkla anlaşılmasına engel olur. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Yer yer iki metreyi bulan kar yağışına rağmen ilçeye ulaşılmaya çalışılıyor. Ölçülebilen yağış değil kardır. Yer yer iki metreyi bulan kara rağmen...
• Zamanlama çok yanlış bir vakte denk geldi."Zamanlama yanlış oldu" şeklinde cümle gereksiz sözcüklerden kurtarılabilir.
• Duvarlara kalemle yazı yazmayınız."kalemle" sözcüğü gereksizdir.
• İki lider, beş saat süreyle görüştüler."süreyle" sözü gereksizdir.
• Seçimlerin tarihi yaklaştıkça partilerin faaliyeti gittikçe artıyor."gittikçe" sözcüğü gereksizdir.
• Bu görüş ayrılığının sebebi neden kaynaklanıyor?"Bu görüş ayrılığının sebebi nedir?"
• İlk yüzmeye başladığım zaman sudan korkardım."İlk" sözcüğü gereksizdir.
GEREKSİZ YİNELENEN SÖZCÜKLER
Bu tür yanlışlar genellikle, aynı sözcüğün Türkçesiyle, yabancı dillerden gelen şeklinin aynı cümle içinde kullanılmasıyla olur. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Çocuk kitapları çocuklara, merhameti ve acımayı da öğretmelidir.
• Her dersin kendine özgü ilke ve prensipleri vardır.
• Burada bana yeni olanaklar sağlayacak imkanlar bulamadım.
• Kendini düşünen, egoist insanlardan korkarım.
• İlgi ve alakanızı esirgemeyeceğinizi biliyorum.
• Hepinize sonsuz teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum.
• Yarışma birazdan başlamak üzere.
• Eski geçmiş günleri hatırladım birden.
GEREKSİZ KULLANILAN YARDIMCI EYLEMLER
Türkçede kimi ad soylu sözcükler etmek olmak yardımcı eylemleriyle birlikte kullanılmaktadır. Günümüzde bu eylemlere yapmak, bulmak, eylemleri dek katılmıştır. Oysa yardımcı eylemlerle cümleyi doldurmak yerine sözcüklerin eylem olanını kullanma yoluna giderek, Türkçenin zenginliğinden ve gücünden yararlanarak, daha duru bir anlatıma sahip olabiliriz. Umut ediyorum yerine umarım, dilerim kuşku etmek yerine kuşkulanmak başvuruda bulunmak, başvuru yapmak yerine, başvurmak duyuru yapmak yerine duyurmak etki etmek yerine etkilemek Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
Son günlerin en çok istek alan parçası yine bir numarada="istenen veya beğenilen" olmalıdır.
Burada bekleme yapılmaz.="beklenmez veya durulmaz" olmalıdır.
Stüdyomuza gelme isteğinde bulunanlar.="gelmek isteyenler" olmalıdır.
Yavrulama yapan kediler kobay olarak kullanıldı.="yavrulayan" olmalıdır.
ÇELİŞEN SÖZCÜKLER
Bir yazı ya da konuşmada, birbirini tutmayan, çelişen sözler kullanılması okuyanı, dinleyeni şaşırtır. Anlatım inandırıcılığını yitirir, karışıklığa yol açar. Türkçede karışıklığa yol açan sözlerden bazılarını cümleler üzerinde inceleyelim.
• Belki bugün çarşıya çıkacağız tabii belki - tabii
• Kuşkusuz duyduğum onun sesi olmalı. Kuşkusuz - olmalı
• Eminizki iradeli bir insan olan öğretmenimiz bu sorununu da herhalde çözmüştür. eminizki - herhalde
• Üç ayrı yerde başlayan yangında mutlaka kasıt ihtimali var diyorlar. Mutlaka - ihtimali
• Aşağı yukarı tam beş yıldır görüşemiyoruz. Aşağı yukarı - tam
• Kısmen de olsa kendimi ona karşı tamamen sorumlu hissediyorum. Kısmen – tamamen
YANLIŞ OKUNAN, YAZILAN VE SÖYLENEN SÖZCÜKLER
Bu yanlışlar genellikle başka dillerden Türkçeye girmiş sözcüklerin okunmasında, yazılmasında ve söylenmesinde görülür. Çoğunlukla yabancı sözcüklerin anlamının tam ve doğru olarak bilinmemesinden ileri gelir. Anlamı tam ve doğru olarak bilinmeyen yabancı sözcüklerin yerine Türkçelerinin seçilmesi anlatımın doğru ve açık olmasını sağlar. Aşağıda bu tür sözcüklerin bir kısmının yanlış ve doğru şekilleri liste halinde verilmiştir. Yanlış Doğru adele adale afaroz aforoz arazöz arozöz asvalt asfaltâyar ayareyitim eğitimhâtırâ hâtıraherkez herkeshîbe hibeihtibaren itibarenkavonoz kavanozklavuz kılavuzlağzım lazımmefta mevtamahfetmek mahvetmekmeşgâle meşgalemuaffak muvaffakörneyin örneğinrâkip rakipsezeryan sezaryensilüet siluetşevkat şefkattarikatler tarîkatlertafsiye tasfiyeteşfik teşvikTürkiya Türkiye vâhim vahimyalnış yanlışyanlız yalnız
CÜMLE KURULUŞU İLE İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI
Dilde sesler bir araya gelerek sözcükleri, sözcükler bir araya gelerek cümleleri oluşturur. Sözcükleri doğru seçmek kadar, onları cümlede yerli yerinde kullanmamak da anlatımı etkiler.
CÜMLENİN ÖĞELERİYLE İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI
Cümleler duygu, düşünce ve isteklerimizi en kolay ve en kısa anlatma araçlarıdır. Kurduğumuz cümleler her zaman açık ve anlaşılır olmalıdır. Cümleyi oluşturan öğeler anlatılmak istenen amaca göre belirli bir düzen içinde sıralanır. Öğelerin dizilişi amaca uygun olmazsa ya da cümle içinde bir sözcük eksik olursa cümle istediğini anlatamaz. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Burası bu tartışmanın ne yeri ne de zamanı."Burası bu tartışmanın yeri" olmayabilir ama "burası bu tartışmanın zamanı..." biçiminde bir anlatım doğru değildir.
• Okulun onarımı üç ay içinde bitecek ve eğitime başlayacaktır. Bitecek olan "okulun onarımı"dır. Eğitime başlayacak olan ise "okul”dur. İkinci cümlenin öznesi olan "okul" sözcüğü kullanılmadığı için cümlede anlatım bozukluğu vardır.
• O seni inandırmak için yalvarıyor, biz de sizi kuşkuyla izliyorduk. İnandırmaya çalışan "o"dur. İzleyen ise "biz". İki ayrı yargı, iki ayrı özne vardır. Birinci cümlenin yüklemi yalvarıyordu" olmalıydı.
• Senin bu işi yapacağına inanıyor ve bekliyorum."bekliyorum" yüklemi geçişli bir eylem olduğundan bir nesne ile kullanılması gerekirdi. Bu cümlede bekliyorum yükleminden önce "bunu" sözcüğünün de bulunması gerekirdi.
• Gençlerimizi sevmeliyiz, güvenmeliyiz."gençlerimizi" sözcüğü, "sevmeliyiz" yükleminin nesnesidir. Ancak "gençlerimiz" sözcüğü "güvenmeliyiz" sözcüğüne nesne olamaz. Çünkü "güvenmeliyiz yüklemi bir dolaylı tümleçle birlikte kullanılmalıdır. Bu cümlede "güvenmeliyiz" yükleminden önce "onlara" tümlecinin de bulunması gerekirdi.
• Dişçi çocuğun dişini çekip eve gönderdi."Dişçi çocuğun dişini çektikten sonra onu evine gönderdi" olmalıydı.
• Evin eşyaları boşaltıldı ve yakıldı. Bu cümlede yakılan nedir? Ev mi yoksa eşyalar mı?
Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluklarını gidermeye çalışın.
• Buna ancak okurlar karar verir, uygular.
• Ayşe'yi çok sever, daima güvenirim.
• Bütün kitapların adı listeye yazıldı ve kütüphanedeki raflara yerleştirildi.
• Öğretmen sayısı çok olan bölgelerden alıp az olan bölgelere vereceğiz.
OLUMLU VE OLUMSUZ YARGILARIN BİRLİKTE KULLANIMINDAN DOĞAN ANLATIM BOZUKLUKLARI
Olumlu ve olumsuz yargıların birlikte kullanıldığı cümlelerde yargıların birbirine karışmamasına dikkat etmek gerekir. Genellikle virgülle, noktalı virgülle (ve ama fakat ancak gibi) bağlaçlarla birbirine bağlanan, düşüncelerin art arda sıralandığı sıralı cümlelerde olumlu ve olumsuz yargıların birbirine karıştırıldığı olur. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Düşüncelerinde ısrarlı ama inatçı değildi."değildi" yüklemi "inatçı" sözüyle birlikte, "ısrarlı" sözcüğünün de yüklemi durumunda. Düşüncelerinde ısrarlıydı ama inatçı değildi, olmalıdır.
• Tereyağı tam sağlıklı ve yaşlı olmayan kimselerce yenmelidir."tam sağlıklı" ve "yaşlı olmayan" sözlerinden "sağlıksız" ve "genç" anlamları çıkıyor. Tereyağı tam sağlıklı ve genç kimselerce yenmelidir, olmalıdır.
• Herkesin temiz olmasını ve yere hiçbir şey atılmasını istemiyorum. Herkesin temiz olmasını istiyorum ve yere hiçbir şey atılmasını istemiyorum, olmalıdır.
Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluklarını gidermeye çalışın.
• Çalışkan ama girişken bir öğrenci değildi.
• Peyniri az zeytini hiç yemem.
YARDIMCI EYLEM EKSİKLİĞİNDEN DOĞAN ANLATIM BOZUKLUKLARI
Türkçede sık karşılaşılan anlatım bozukluklarından biri de yardımcı eylem eksikliğinden doğan anlatım yanlışlarıdır. Özellikle sıralı ve bağlı cümlelerde yardımcı eylemlerin unutulması cümlede anlatım bozukluğuna yol açmaktadır. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Öğretmenlerin içinde bulunduğu koşullar tesbit ve bu koşullar eğitimi olumlu yönde geliştirecek biçimde düzeltilmelidir."tesbit" sözcüğünden sonra "etmek" yardımcı eyleminin "edilmeli" biçimi getirilmelidir.
• Öğrencilerimizi tebrik ve hepinizin adına teşekkür ederim."tebrik" sözcüğünden sonra "etmek" yardımcı eyleminin "eder" şekli getirilmeli. Ayrıca "adına" sözcüğünden sonra "kendilerine" sözcüğü getirilerek cümledeki dolaylı tümleç eksikliği de giderilmelidir.
• Okullardaki eşyayı tahrip ve onlara zarar verenler disiplin kuruluna verilir."tahrip" sözcüğünden sonra "etmek" yardımcı eyleminin "eden" biçimi getirilmelidir.
SÖZCÜK VE SÖZCÜK ÖBEKLERİNİN YERİNDE KULLANILMAMASINDAN DOĞAN
Anlatım Bozuklukları
Bir cümle içinde sözcükler, bulunması gereken yerde bulunmazsa anlam karışıklığı, anlatım bozukluğu ortaya çıkar. Cümlenin anlamında belirsizlik olur. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Ali'nin sınıf başkanlığı otuza karşı, on iki oyla reddedildi. Bu cümleye göre Ali'nin başkanlığı on iki oyla reddedilmiş oluyor. Oysa anlatılmak istenen otuz oyla reddedildiğidir.
• Çırılçıplak gazetecilere yakalanan sanatçı ateş püskürdü."Çırılçıplak" olan "gazeteciler" mi yoksa "sanatçı" mı? Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluklarını gidermeye çalışın.
• Haberlerde tekrar tekrar yıkılan köprüleri izledim.
• Bütün gün bomboş evde oturdum.
• Su gibi içkiler içiliyor, çılgınca eğleniyordu.
• . Dersanesi öğrencileri ücretsiz üniversite sınavına hazırlıyor.
• Henüz bu dersin sağladığı yararlar öğrencilerimize tam olarak yansımış değil.
• İzinsiz inşaata girilmez.
ÖZNE-YÜKLEM UYUMSUZLUĞUNDAN DOĞAN ANLATIM BOZUKLUKLARI
Özne ile yüklemin uyumsuzluğu cümlenin anlatımını bozar. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Ayla ile Serap'ın anlatımında hem yanlışlar var hem de kitap diline hiç uygun değil."hiç uygun değil" yükleminin öznesi "Ayla ile Serap'ın anlatımı" olmalıdır.
• Meteor yağmurları her yıl düzenli olarak tekrarlar."bir şey" tekrarlamaz, tekrar etmez fakat tekrarlanır, tekrar edilir.
• Bu gibi olayları saymakla bitmez."bitmez" eyleminin öznesi "bu gibi olaylar" olmalıdır.
• O yıl eğlenceyi seven ne kadar öğrenciler varsa bu derslere ilgi gösterdi."öğrenci" sözcüğü tekil kullanılmalıdır.
• Ellerime uğur böcekleri konuyorlar. Cümledeki özne çoğul hayvan adı veya çoğul bitki adı olursa, cümlenin yüklemi tekil olur. "konuyor" sözcüğü kullanılmalıdır.
• Bacakları tutmuyor, gözleri artık görmüyorlardı. Cümledeki özne organ adlarından birini gösteren çoğul bir sözcükse yüklem tekil olur. "görmüyordu" sözcüğü kullanılmalıdır.
• İşlerimiz artık çoğaldılar. Cümledeki özne eylem bildiren çoğul bir özneyse yüklem tekil olur. "çoğaldı" sözcüğü kullanılmalıdır.
• Kamyonların gürültüleri bütün sokağı kaplıyorlardı. Özneleri çoğul cansız varlık olan cümlelerin yüklemi tekil olur. "kaplıyordu" sözcüğü kullanılmalıdır.
• Saniyeler geçmek bilmiyorlardı. Saat, dakika, saniye, ay, yıl gibi zaman adlarından birini gösteren çoğul öznelerin yüklemi tekil olur. "bilmiyordu" sözcüğü kullanılmalıdır.
Aşağıdaki cümleyi inceleyin, anlatım bozukluğunun nedenini bulmaya çalışın.
Haftanın en güzel günlerinden biridir cumartesi, pazar.
DÜŞÜNME HATALARINDAN DOĞAN ANLATIM BOZUKLUKLARI
Türkçenin özellikle sözlü anlatımında düşünme hatalarından doğan anlatım bozuklukları da görülmektedir. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Otomobilin bagajından bir kamyon dolusu silah çıktı.(Otomobilin bagajına bir kamyon dolusu silah sığmaz.)
• Aşağıya indiğimizde arabamızı çalınmış olarak bulduk.(Araba ya vardır ya da yoktur. Çalınmış olarak bulunamaz.)
• Bir koltukta ölü olarak uyanmak istemiyorum.(Öldükten sonra uyanmak mümkün değildir.)
• Bu yılki salgın hastalıkta hayvan ölümü sayısı 275 olarak gerçekleşti.(275 sayısı, hayvan ölümü sayısı değil, ölen hayvan sayısıdır.)
• Bütün bildiklerimi ve bilmediklerimi oğluma öğretmek istiyorum.(Bildiklerimizi öğretebiliriz ama bilmediklerimizi öğretemeyiz.)
• Bugün yapılan antrenmanda iki futbolcu arasında sözlü bir tartışma geçti.(Antrenman sırasında, futbolcular arasında elbette sözlü tartışma yapılacaktır. O anda yazılı bir tartışma olamaz.)
• İlk kez gerçekleşen gösteriye katılım rekor düzeydeydi.(İlk kez yapılan bir gösteriye gelen izleyici sayısının, rekor düzeyde olup olmadığı bilinemez.)
• Yangında ihmal var.(İhmal, yangında değildir. Ancak yangının çıkmasına neden olan kişilerin ihmali söz konusu olabilir.)
ANLATIM BOZUKLUKLARI
1
ANLAM BAKIMINDAN ANLATIM BOZUKLUKLARI
1)Gereksiz Sözcük Kullanma:Bir cümlede anlamları aynı olan veya anlamca biri diğerini içeren sözcüklerin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
*Kulağıma eğilerek alçak sesle bir şeyler fısıldadı.
*Bu yol yaya yürümekle bitecek gibi değil.
*Onlar da beş yıldır karşılıklı mektuplaşıyorlar.
*Geçmişteki hatıralardan bir şikayetim yok
*Ülkemizin sorunları bitmiyor ,tükenmiyor
*O günleri daha henüz dün gibi hatırlıyorum
*Bu gece ısı sıfırın altında eksi beş derece olacak.
*Gülmesinin nedeni bugün iyi bir haber almasındandır.
*Onunla ilk tanışmamızı unutamam.
*Dün gece uyurken gördüğü rüyayı anlattı.
*Sanki dalgasız bir deniz gibiydi yüzü.
*Sana söyleyeceğim bu gizli sırlarımı kimseye söyleme.
*Yaptıklarını kendi ağzıyla itiraf etti.
*Havada beyaz kar taneleri uçuşuyor.
*Bu iş yerinde aşağı yukarı üç dört yıldan beri çalışıyorum.
*Sınav yaklaştıkça öğrencilerin heyecanı gittikçe artıyor.
*Galiba başka çaresi de yok gibi görünüyor.
*Sınıfın boyu en kısa öğrencisini arkaya oturtmuşsun.
*Yaşlı adam söz almak için oturduğu yerden ayağa kalktı.
*Dosyadaki mevcut belgelerden anlaşılıyor ki bu iş uzun sürecek.
*Artık bundan sonra oraya gitmene gerek kalmadı.
*İki kardeşten en küçüğü okula gitmiyordu.
*Bu saatte oraya yalnız gidemem;seninle birlikte gitmek istiyorum.
*İşte seninle bu yüzden dolayı konuşmak istemiyorum.
*Niçin böyle yüksek sesle bağırıyorsun ki?
*Biz onlara iki günde bir, gün aşırı giderdik.
*Yorulmamıza rağmen basamaklardan yukarı hızlı hızlı çıkıyorduk.
*Türkçede Arapça ve Farsça dillerinden gelmiş sözcükler vardır.
*Böyle havalarda eve bir tane bile ekmek götürmeyi unutur.
*Kadın küçük çocuğa yaklaşarak senden büyük ağabeyin var mı diye sordu.
*Yarınki toplantıda ülkenin ekonomik ve iktisadi problemleri tartışılacak.
2)Sözcükleri birbiriyle karıştırma:Anlamları veya yazılışları çok benzer olan sözcüklerin karıştırılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.
*Geri kalmışlık Türkiye'ye özel bir durum değil.
*Bu binalar gerçekten çok yaklaşık yapılmış.
*Size birazdan düğün resimlerini göstereceğim.
*Bir öğrenci sınıfta kalmışsa onun sınıfı geçmesini güçlendiren nedenleri araştırmak gerekir.
*Bizden son öğretim durumunu gösteren bir belge istedi.
*Vatandaşlarımız arasında din ,dil,ırk ayrıntısı yapılamaz.
*Bazı öğrenciler derste çok çekimserdir.
*Uzun saçlı bir genç geldi,kendini bize tanıştırdı.
*Vezüv etken bir yanardağdır.
*Deterjandan elleri tahrip oldu.
*Bu bölgenin kendine özgün gelenekleri vardır.
*Camdan yankılanan ışık gözlerimi kamaştırdı.
*Yazarın on dördüncü kitabı da yayınlandı.
*Belediyeler sık sık güz etkenlikleri yapıyor.
*Çocukların birbirleriyle uygunluk içinde olmaları çok güzel.
*Bu iki olay arasında hiçbir ayrıcalık yok.
*Fiyatlar çok pahalı olduğu için satışlar çok durgun.
*Kar yolu kapadığı için geçit servis yolundan sağlanıyordu.
3)Sözcükleri Yanlış Anlamda Kullanma: Sözcük anlamlarına uygun yerde kullanılmadığı zaman ya da yanlış anlama gelecek şekilde kullanıldığında anlatım bozukluğu doğar.
*Bu onların bolluğa düştükleri zaman bile savurganlık etmelerine yol açar.
*Şimdi size yarın yayınlanacak programlardan bazılarını hatırlatıyoruz.
*Bence sizin bu sınavı kaybetme şansınız hiç yok.
*Alınan bunca borç Türkiye'nin Avrupa'ya bağımlı olmasını sağladı.
*Bugün dünyanın yüz kırk ülkesinde cüzamlılar günü kutlanıyor.
*Bu yıl babamın yüzünden sınıfı geçtim.
*Annesi iyi çorap dokurdu.
*Ektiğin fidanlar meyveye döndü.
*Her türlü girişimden çekinmeyen biriydi.
*Aldıkları para mutluluklarına yol açtı.
*Cumhuriyet 1923 tarihinde ilan edildi.
*Ben 21 Mart 1978 yılında doğmuşum.
*Uzun bir ders yılı daha tamamlanmak üzere tatil iyice yanaştı.
*Tırnakların bir hayli büyümüş.
*Dünden itibaren yağmur yağıyor
*Adamın başına silahı dayayarak cebindeki parayı çalmışlar.
*Bize yapılacak her türlü baskı bizi yolumuzdan alıkoyamayacaktır.
*Bu gençleri azımsamak ,onların başarılı olacaklarına inanmamak doğru değil.
4)Sözcüğün Yapısındaki Yanlışlık: Bir sözcük dilbilgisi kurallarına aykırı türetilirse anlatım bozukluğu doğar.
*Mehmet Efendi on beş yıldır bakkalcılık yapıyor.
*Yiyecekleri kokturmuşsun.
*Bölgevi sorunlar artıyor.
*Her şeyi pahalılandırmışsınız.
*Bilinçleşmenin gerçekleşmesini eğitim sağlayacaktır.
*Dilimizi çirkinletmeyelim.
*Sizce bu kişi kaçtı mı kaçtırıldı mı?
5)Yerinde Kullanılmayan Sözcük veya Öğeler:
Bir sözcüğün cümlenin akışına veya anlamına uygun yerde kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
*Hakan çok iyi futbolcu ama fazla topla oynuyor.
*Bu çocuk seneye yüksek inşaat mühendisi olacak.
*Eski Adana millet vekillerinden biri daha ölmüş.
*Günde kırk kere limonlu salatalık turşusu satan dükkana uğrardı.
*Cesetler çok denizde kaldığından çürümüş.
*Burada her Allah'ın günü kaza oluyor.
*Başbakan Çin'e bu yılın sekizinci büyük gezisini yapıyor.
*Değil bir lokma ekmek bir tabak yemek yine bulamaz.
*Bakanımız bir hafta içinde petrol üreten ülkeleri gezecek.
*Ağrısız kulak delinir.
*Atatürk'ün 119.doğum yılı törenle kutlanmıştı.
*Bu yemek fazla dışarıda kaldığı için bozulmuş.
*THY'ye ait 158 yolcunun bulunduğu uçak denize düşmüş.
6)Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması:Bir cümlede anlamca birbirine ters olan sözlerin birlikte kullanılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.Genellikle kesinlik ihtimal çelişkisi görülür.
*Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkan olsa gerek.
*Şüphesiz sanatçı bu alanda çok başarılı eserler vermiş olmalı.
*Kesinlikle söyleyebilirim ki tedavi hastayı ayağa kaldırabilir.
*Gönderdiğim paketi eminim bugüne kadar almış olmalısınız.
*Müdür Bey bu adam için:"Çok mütevazı , burnundan kıl aldırmayan biridir."diyor.
*Artık kesinlikle böyle bir hataya düşmeyebilir.
*Okulu bitireli hemen hemen tam on yıl oldu.
*Elbette onunla birlikte gitmiş olabilirler.
7)Deyim ve Atasözü Yanlışları: Deyimler ve atasözleri kalıplaşmış ve halk diline,kültürüne yerleşmiş kelime gruplarıdır.Bu yüzden deyimlerdeki kelimeler kesinlikle değiştirilemez.Kullanılan deyim, cümleye de uygun olmalıdır.
*Babasını görünce paçaları tutuştu.
*Çok acıktım midem zil çalıyor.
*O kadar kalabalık ki çuvaldız atsan yere düşmez.
*Ona ayak bağı oluyor , işini çabuk bitirmesini sağlıyordu.
*Ona yardım et elinden geleni ardına koyma.
*Alma garibin ahını çıkar aheste aheste.
*Ev sahibi ,Ayşe Hanıma bu ne şıklık böyle deyince Ayşe Hanım üzerine alındı.
*Konferansta konuşmacının anlattıkları herkesin dikkatini çekmişti.Tüm dinleyiciler kulak kabartmış ,konuşmacıyı dinliyordu.
*Bu görüntüler karşısında saçlarım diken diken oldu.
*Bu konuyu onunla bir görüş o yol yolak bilen biridir.
8)Gereksiz Yardımcı Eylemler Kullanma:Türkçede doğrudan fiil olarak çekimlenebilecek bir kelimenin yardımcı eylem alarak çekimlenmesi yanlıştır.
*Boşuna umut etme oraya gelmeyeceğim.
*Benden kuşku etmemelisin.
*Senin düşüncelerin hiçbir zaman bana etki etmez.
*Bu işi onun yapabileceğinden şüphe etmiyorum.
Not:Bu konuyu bazı kaynaklar anlatım bozukluğu olarak kabul etmez.ÖSS'de de şimdiye kadar böyle bir soru çıkmamıştır.
9)Mantık Hataları: İyi ve sağlam bir cümlenin temel mantık ilkelerine uygun olması gerekir aksi taktirde anlatım bozukluğu yapılmış olur.
*Seninle değil şehir içinde gezmek, dünya turuna bile çıkılmaz.
*Önümüzdeki haftanın önemli programlarından bazılarını sizlere hatırlatmaya çalıştık.
*Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme;hatta sara nöbetlerine dahi yol açabilir.
*Tezgahtar müşterinin aldığı oyuncağı kağıda sardı ve müşteriye verdi.
*Karar TBMM'nin 230'a karşı 190 oyla aldığı bir kararla kabul edildi.
10)Zamir Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları:Bazı cümlelerde iyelik zamiri kullanılmadığı taktirde bir anlam belirsizliği ortaya çıkar.Cümlenin başına hem senin hem de onun zamirini getirebiliyorsak orada bir anlam belirsizliği vardır.Bu tip cümlelerdeki anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin uygun bir yerine iyelik zamirinin getirilmesi gerekir.Aksi taktirde anlam belirsizliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu doğar.
*Ehliyetini polis almış öyle mi?
*Bana ne söyleyeceğini biliyorum.
*Geleceğini ben biliyordum.
*Yarışmada birinci olduğuna sevindim.
Not:Bazen de bu belirsizlik noktalama işaretleriyle giderilir.
*Hırsız çocuğu kovaladı. *Genç adama seslendi. *O soruları yapamadı.
11)Karşılaştırma Hataları:Bazı cümlelerden iki farklı anlam çıkabilmektedir.Bu tip karşılaştırma bildiren cümlelerdeki anlatım bulanıklığı giderilmediği taktirde anlatım bozukluğu ortaya çıkar.
*Adam,politikayla karısından çok ilgileniyor.
*Bu kötü insanlara sizden çok kızıyorum.
*Sen onu benden çok aradın.
DİLBİLGİSİ BAKIMINDAN ANLATIM BOZUKLUKLARI
1)Yüklem Yanlışlığından Doğan Anlatım Bozuklukları:Yüklemle ilgili yanlışlıklar, yüklemin çatı,kişi,zaman,yardımcı eylemler,ek eylemler gibi noktalarda cümleye uygunluk göstermemesi durumudur.
*Kahvaltıda peynir,ekmek ve çay içtik.
*İçkiyi az sigarayı hiç içmem.
*Kimin dürüst,kimin dürüst olmadığını biliyor.
*Suçlamaların yersiz ve doğru olmadığını söyle.
*Baloya güzel bir elbise ve pahalı mücevherler takarak gelmişti.
*Çocuklarıyla bazen çok bazen de hiç ilgilenmezdi.
*Sabahları erken kalkar ve sakin havada koşuyordu.
*Annem yemek pişiriyor biz de ona yardım ediyorduk.
*Boyu kısa , bedeni de pek biçimli değildi.
*Aldığı şeyler hem pahalı hem de kaliteli değilmiş.
*Bu geziye okulumuz öğrencilerinden ve disiplin cezası almayanlar katılabilecek.
2)Özne Yanlışlığından Doğan Anlatım
Bozuklukları:
Cümlede öznenin bulunmamasından,öznenin gereksiz ekler almasından, ya da özne olmayacak bir sözün özne gibi kullanılmasından kaynaklanır.
*Dernek müdürünün yetkileri alındı ve kovuldu.
*O insanların sayısı azalıyor bulunmaz oluyor.
*Belediye tarafından yaptırılan dört katlı binanın inşaatı bitirildi ve hizmete girdi.
*Yaşlı adamın parası alınarak evine gönderildi.
*Viraja hızlı giren aracın lastiği patladı ve kaza yaptı.
*Herkes kazayı seyrediyor, yardım etmeyi düşünmüyordu.
*Hastanın durumu gittikçe kötüleşiyor,yerinden kalkamıyordu.
*Filmin güzelliği herkesi etkiledi;çünkü güzel çekilmişti.
3)Özne Yüklem Uyuşmazlığından Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu:Öznenin tekillik çoğulluk ve şahıs bakımından uyuşması gerekir;aksi taktirde anlatım bozukluğu ortaya çıkar.
a)Topluluk isimleri özne ise yüklem tekil olur;ancak topluluk isimleri çoğul eki alıyorsa yüklem de alabilir.
*Bizim takım sahaya çıktılar.
*Takımlar nihayet sahaya çıktılar.
*Ordular uzun süredir savaşıyor.
b)Bitki,hayvan,cansız varlık ve organ isimleri çoğul durumda özne ise yüklem tekil olur.
*Nedense köpekler sabaha kadar havladılar.
*Çiçekler sıcaktan kurumuşlar.
*Bu sıralar çok sağlam yapılmışlar.
*Seni görünce gözlerim dolar.
Not:İnsan dışı varlıklar kişileştirme yolu ile çoğul özne ise yüklem de çoğul olabilir.
*Martılar denize dalıp dalıp çıkıyorlar.
*Martılar bize selam getirdiler.
*Dağlar beyaz şallarını omuzlarına attılar.
c)Eylem isimleri ,çoğul özne ise yüklem tekil olur.
*Gülüşmeler çok uzun sürdüler.
*Tartışmalar sabaha kadar devam ettiler.
d)Çoğul sayılar özne ise yüklem tekil olur.
*İki kişi bankayı soymuşlar.
*Derse on öğrenci girmediler.
*Bana beş soru bıraktılar.
e)Saygı,sitem,küçümseme gibi durumlar için özne tekil de olsa yüklem çoğul yapılabilir.
*Ahmet Bey bizi hatırlamadılar.
*Ayşe Hanım odasında yoklar.
f)Öznede belgisiz zamir ya da belgisiz sıfat varsa yüklem tekil olur.
*Hiçbiri sizi görmüyorlar.
*Herkes bu konuda aynı fikirdeydiler.
*Birçok kişi aynı sorunu tartışıyorlar.
g)Bir cümlede birden fazla özne varsa ve bu öznelerin biri 1. kişi ise yüklem 1. çoğul olur.
*Ali, Ahmet ve ben dün size uğramıştık.
*Ben ve kardeşim size inanmıyoruz.
h)Birden fazla özneden biri 2.kişi ise yüklem 2.çoğul;öznelerin biri 3.kişi ise yüklem 3. çoğul olur.
*Sen ve kardeşin derse girmemişsiniz.
*Ahmetle o bu akşam gelecekler.
*Ben,sen,o burada nöbet tutacağız.
*O ve Murat bunu hemen yapacaklar
4)Tümleç Yanlışları: Özellikle sıralı cümlelerde tümleç (dolaylı tümleç,nesne,zarf tümleci) kullanılması gereken yerde kullanılmamışsa anlatım bozulur.Bir tümlecin birden çok yüklem için ortak kullanımı mümkündür.Ancak bu ortak tümleç yüklemlerden birine dahi uymazsa cümlede anlatım bozukluğu doğar.Tümleç yanlışlarını şu başlıklar altında inceleyebiliriz:
a)Dolaylı Tümleç Eksikliği:
*Düşman kenti bombaladı ; ama giremedi.
*Çukurova'nın toprağı insanı diriltir, umut verir.
*Sizi önemseyen ve inanan insanlar var.
*Gençlerden çok şey bekliyoruz;fakat değer vermiyoruz.
*Kadının içeri girmesiyle çıkması bir oldu.
*Bu evden nefret ediyordu ;ancak darda kalınca geliyordu.
b)Zarf Tümleci Eksikliği:
*Yeni yetişen sanatçılara yardım eder,ilgilenirdi.
*Bir daha seni görmek ve karşılaşmak istemiyor.
*Arkadaşlarını aradı,sonra buluştu.
*Kötü bir beste yaptığımda beni eleştirir ve tartışırdı.
*Senin sorunlarını çözmeye çalışıyor; başa çıkmak için uğraşıyoruz.
c)Nesne Eksikliği:
*Size teşekkür etmek ve kutlamak istiyor.
*Yazıya özendiği,dikkatle yazdığı belliydi.
*Sana telefon açmış,merak ediyormuş.
*Evin onarımını haftaya bitirecek , sonra da satacak.
*Bu kuralların gerekli olduğunu biliyorum;ama uygulayamıyorum.
*Yardıma muhtaç olanlara yardım eder , doyururdu.
*Onun sıcacık sesi bize ulaşır,mutlu ederdi.
*Yazılarında, halkı soyanlara çatar,yerin dibine batırırdı.
*Suçlunun evini bastılar,yakalayıp polise teslim ettiler.
5)Tamlama Yanlışları:
a)Bir sıfatla bir adın ortak tamlanana bağlanması anlatımı bozar:
*Doğa ve toplumsal olayları inceledik.
*Dün epik ve aşk şiirleri okuduk.
*Askeri ve devlet okullarına giriş sınavı yapılacak.
*Gençlik, duygusal ve kişilik sorunları yaşıyor.
*Politik ve ahlak yozlaşması önemli bir sorundur.
b)Çoğul anlamı taşıyan bir sıfattan sonra gelen ad tekil olmalıdır:
*Birçok seneler geçti.
*Bizde iki türlü düşünürler vardır.
*Her türlü tedbirler alındı.
*Birçok festivaller düzenlendi bu yaz.
*Bin türlü çiçekleri derledim sana.
c)Tamlayan Eki Eksikliği:
*Her önüne gelen aklına esen sözcüğü dilimize mal etmesi yanlıştır.
*Bu duygular geçici ve insanı yanıltıcı olduğu bilinmelidir.
*Büyük emek harcanarak yazılan eserler bilimsel bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerekir.
d)Tamlayan Eksikliği:
*Öğrenciye bir şey vermeden gelişmesini umma.
*Arkadaşına yardım ederek mutlu olmasını sağladı.
*Tanıdıklarından alışveriş yaparak para kazanmalarına katkıda bulunurdu.
*Çocuklarıyla her konuyu konuşur , yanlışa düşmemelerine çalışırdı.
6)Eylem – Eylemsi Arasındaki Çatı Uyuşmazlığı:Birleşik veya sıralı cümlelerde aynı özneyi alan yüklemlerin her ikisi de etken veya her ikisi de edilgen olmalıdır.
*Bütün sorunlar halledilip öyle gidecekti.
*Bütün sahipsiz hayvanlar toplanıp şehir dışına götürecek.
*Sorular çok dikkatli okuyarak çözülsün.
*Çok emek harcanıp az para kazanabilmiş
0 yorum:
Yorum Gönder